30 Haziran 2016 Perşembe

SAYIN İRFAN CAN, KADİRLİ BELEDİYESİNİN KURULUŞ TARTIŞMASINDAKİ GÖRÜŞLERİDİR

                                Sayın İrfan CAN, Kadirli Belediyesi'nin 1872 tarihinde kurulmuş olduğu ile ilgili görüşlerin hatalı olduğu tartışmalarına katıldı. Ve kendi görüşlerini açıkladı. Sayın CAN, Kadirli Belediyesi'nin kuruluş tarihinin "muhtemelen" 1872 yılında kurulmuş olabileceğini açıklıyor!...

1 Haziran 2016 Çarşamba

OSMAN BEY TÜRBESİNİN YANINDAKİ "İNTİKAM" ANITI

-Bursa’da Osman Gazi Türbesinin yanı başında 11 Eylül 1922 tarihli kitabesi bulunan bir anıt kondu.
-Anıt üzerindeki Türk ve islam dünyasının ortak işareti olan hilal içine  içine “ok” yerleştirildi.
- Anıt kitabesine Bursa’yı Yunanlılar işgal etmemiş, katliam yapmamış gibi “Osmanlı’dan kurtuluş” sözleri yazıldı.
-İntikam anıtı ile ilgili eleştiri yazılarından sonra sayın Abdullah GÜL'ün müdahalesi sonucu adı geçen anıt yıktırıldı. 
                                                          Türbenin yanındaki anıt 
                                  Yunan işgal yıllarında düşman çizmeleri altında Osman Bey türbesi 

 Bursa, Osmanlı’nın kuruluş dönemindeki tarihi başkenti. Yeşil Bursa’nın da en önemli eserleri arasında hiç şüphesiz Osman Gazi türbesini de saymak mümkün. Osman Gazi, Bursa’nın kuşatılması ve fethi esnasında son nefesini vermişti. O’nun naşı Bursa’da kendi adına yaptırılan türbeye konmuştu. Osman Bey, kendisinden sonra 6 yüzyıl kadar sürecek olan Devlete de isim veren Türkmen beyi idi. O’nun temellerin attığı Osmanlı Devleti kısa sürede Balkanlar ve Anadolu’da büyümüş, torunlarının gayretleri ile üç kıtaya da yayılmıştı.
Osman Bey, kendi devletini ve torunlarını  kökleri derinlerde olan ulu bir çınara benzetmişti. Ve öldüğünde de onun adına yaptırılan türbe Bursa için de oldukça önemli idi.
  …
    Aradan geçen yüzyıllar içinde 1919 yılında Bursa Yunan ordusunun işgaline uğradı. Ve o günlerde Yunan Ordusunun Başkumandanı ve de Hükümetin Başbakanı Venizelos, tarihlerde Küçük Asya  Macerası olarak da bilinen Batı Anadolu’nun işgalini yönetmişti. Yunan ordusunun işgaline uğrayan şehir ve köylerde yaşanan zulüm ve faciaları saymakla bitmez.
 Venizelos’un oğlu ve Yunan ordusu subayı olan Sofokles, bir gün Bursa’daki Osman Gazi türbesine gelerek ayakta ve bir eliyle de türbeyi göstererek içindeki kin ve nefret duygularını yansıtan fotoğraf çektirmiş ve savaş hatırası olarak de kendi ülkesine göndermişti.
ANIT ÜZERİNDEKİ YAZILAR

    Aradan geçen zaman içinde Sakarya’da Yunan ordusunun ilerleyişi durduruldu. Bursa 1922 yılında Türk ordusu tarafından kurtarıldı.
    Ve gizli eller Bursa’daki Osman Gazi türbesinin yanı başına kendi akıllarınca Türkiye Cumhuriyetini yüceltmek adına bir anıt diktiler.  Mermer kaide üzerine yerleştirilen anıtın üzerinde hilal şekillerinin içinde bir ok ve tepesinde de bir top mermisi görülüyor. Ve anıt gövdesinde de şu yazılara yer veriliyor:
Burada yatan askerlerin şehid düştükleri muharebe öyle mu'azzam bir zaferle nihayet bulmuştur ki, neticesinde Bursa ikinci def'a fethedilmiş ve kadim Osmanlı hükümeti nihayet bularak yerine Hükümet-i Cumhuriyemiz te'essüs etmiştir. Bu şehidler bu eserlerin abide-i mefharetidir. Mukaddes ruhlarına Fatiha. 19 Muharrem 1341- 11 Eylül1338”…
    Anıtta yazılı olan bu sözlerin sade Türkçe ile karşılığı ise şöyledir:
“Burada yatan askerlerin şehit düştükleri savaş öyle büyük bir zaferle sonuçlanmıştır ki, sonucunda Bursa ikinci defa fethedilmiş (ele geçirilmiş) ve çok uzun ömür süren/yaşayan Osmanlı Hükümeti son bularak yerine Cumhuriyet Hükümetimiz kurulmuştur. Bu şehitler iftiharla dikilen bu anıtın öğünç eseridir. (Hicri)19 Muharrem 1341- (Rumi) 11 Eylül 1338- Miladi 11 Eylül 1922.
    Bu anıtı Bursa şehir merkezine dikilmesini sağlayanlar sanki Bursa’ yı işgal eden yakan yıkan katliamlar yapan askerleri öldüren  Yunan askerleri değil de  tehlikenin kaynağı Osmanlı görülmüştür.
   Hilal içine ok şekli neden yerleştirilmiştir? Hilal, Türk bayrağında da bulunan İslami bir sembol değil midir. Osmanlı’nın yükseliş döneminde üç hilalli bayrak vardı. 19. yüzyıl başlarında hilal ve ön kısmında sekiz parçalı yıldız şekli oldu. Tanzimatın ilanından sonra da 1840’lı yıllarda  alınan karar gereği Osmanlı bayrağı hilal beş parçalı yıldız ve al renk kumaş olarak belirlenmişti. Anlamı ise: Hilal, Hz. Muhammed’in Mekke’den Medine’ye olan hicretini (göçünü) anlatıyordu. Yıldızın beş parçalı olması da İslamın 5 şartının karşılığı olarak düşünülmüştü. Bayrak’taki al renk ise vatan müdafaasına katılan şehitlerin kanı gibi düşünülmüştü.
    Osmanlı’nın hatırası olan ay yıldızlı bayrak Türk kurtuluş savaşının da değişmez kutsal milli simgesi idi. Aynı zamanda Türkiye Devletinin de benimsediği bayrağın kaynağı idi.
    Bursa’da Osmanlı’nın kurucusu Osman Gazi’nin türbesinin dibinde “Osmanlı’dan intikam alma amaçlı anıt dikenler, hilalin ortasına ok yerleştirmişlerdi. Hilal’i ok ile vurarak onun tehlikesini ortadan kaldırıyorlardı!  Anıt üzerine yazılan yazının son satırındaki tarih bölümünde 11 Eylül 1338 tarihinin karşılığı da miladi olarak 11 Eylül 1922’ye denk geliyordu. Bu tarihte henüz Cumhuriyet rejimi ilan edilmemişti.  Bu anıtı Osman Gazi’nin anıtının dibine dikenler “Cumhuriyetçi görünerek” Osmanlı’dan intikam almak isteyenlerdi. Cumhuriyetçi olmak halkın inandığı dini, tarihi kültürel değerleri yok sayarak baskı altına almak mıydı! Birileri Cumhuriyetçilik oynayarak veya gizli bir düşüncenin temsilciliğini mi yapıyordu?
………………………………………………………

YAHUDİ ASILLI "BARZANİ" AŞİRETİ TARİH SAHNESİNDE

1948 yılında İsrail Devleti’nin kurulmasından sonra izleyen yılarda ABD ve İsrail, Irak’taki Barzanilerin liderliğinde süren Kürt siyasi harekatına destek verdiler.
-Molla Mustafa Barzani’nin 1957 yılında İsrail’i ziyareti ve yapılan gizli anlaşmalarla İsrail’in Irak’taki çıkarları uzun vadeli olarak desteklenmiştir.
-İsrail, 2009 yılından itibaren Türkiye ile gerginleşen siyasi ilişkilerinden dolayı PKK eylemlerine arka planda destek vermektedir.
-PKK’ya karşı kendi topraklarını koruyamayan Türkiye topraklarında “İSRAİL DEVLETİ” kurulmuş olacaktır.
-İsrail Savunma Bakanı Şaul MOFAZ, 2009 yılında Irak’ı ziyaret ederek kendi ataları ve akrabaları ile tanışmıştır.
-Tarihi belgeler,Barzani ailesinin kökenlerinin kripto Yahudi (gizli Yahudi) olduğunu göstermektedir.
                                         Yahudi asıllı Barzaniler mezarlığı, Kudüs 
                                 İsrailli ajanlar,Barzaniler arasında, 60'lı yıllar 

Tarih sahnesindeki aktörlerin hareketlerini belirleyen en önemli güç kaynağı  yaşanmış tarihin hafızası olan belgelerdir. Bu  sözlerden sonra hemen şu bilgileri verelim:
    -İsrail Devleti 1948 yılında kuruldu. Ve kısa sürede Irak’ta yaşayan Yahudi asıllı aileler İsrail’e göç ederek yerleşti. Günümüzde İsrail’de yaşayan Kürdistan Yahudilerinin sayısı 250.000 civarındadır.
    -İsrail Savunma Bakanı Şaul Mofaz, 2009 yılında Irak’ı ziyaret ederek kendi atalarının yaşadığı topraklarda akrabalarını ziyaret ederek hasret gidermiştir.
    -İsrail’in kahramanlar tarihinde en önemli isimlerinden birisi de Irak Yahudilerinden olan Moshe Barzanidir.1928-1947 yıları arasında yaşayan Moshe Barzani, Irak’da faaliyet gösteren Yahudi silahlı “Lehi” örgütünün üyesi idi. İngiliz sömürge yönetimi tarafından yaptığı sabotajlar ve öldürmelerden dolayı idama mahkum edildi ve infaz gerçekleştirildi. Moşhe Barzani’nin mezarı günümüzde Kudüs’teki Zeytindağındadır.
    İsrail. 1950’li yılardan başlayarak sonraki yılarda Molla Mustafa Barzani’nin liderliğinde devam eden Irak yönetimine karşı isyan ve savaş harekatını daime desteklemiştir.
Molla Mustafa Barzani,1967 yılında İsrail’e bir gezi yaptı. Ve İsrail Savunma Bakanı Moşhe Dayan ile görüştü. Barzani, bu ziyaretinin anısına “Kürt hançeri” hediye etti. Ve Kerkük’teki petrol rafinerilerinin bulunduğu bölgenin ayrıntılı haritasını verdi. Ve1967 yılında İsrail destekli bir operasyon sonucu Kerkük rafinerisi bombalanarak çalışmaları durduruluyor.
    Molla Mustafa Barzani ile Moşhe Dayan’ın bu gezi anısına çekilmiş fotoğrafları bulunmaktadır.
    Molla Mustafa Barzani’de sonra oğlu Mesut Barzani’de siyasi mücadelesini sürdürürken ABD ve İsrail’in doğrudan desteğini almıştır.  Saddam yönetiminin Küveyt’e müdahalesi ve arkasından Irak’ın kuzeylinde ABD korumasında bir Kürt otonom bölgesinin ortaya çıkarılması ve en sonunda da ABD’nin Irak’a müdahalesi ve Saddam rejiminin devrilmesi ile birlikte “IRAK KÜRDİSTANI” yönetiminin kurulması birbirini izlemiştir.
    Özetle söylemek gerekirse 2009 yılında İsrail’in Gazze’ye saldırısı ve sonrasında Tayip Erdoğan’ın “one minute” çıkışı ile devam eden ve İsrail ile  çatışmaya dönüşen gelişmelerle birlikte PKK terörü artarak Türkiye’nin gündeminin en önemli sorunu haline getirilmiştir.
    Her geçen gün mevzi kaybeden Türkiye, “İç savaş” ve bölünme tehlikesi ile karşı karşıyadır.  İsrail, Türkiye’nin yumuşak karnı olan “Kürt sorununu” dolaylı yolardan destekleyerek Türkiye’yi kaos ortamına sürükleyen bir çalışmanın da içindedir. Irak’ın kuzeyini ve Türkiye’nin Güneydoğusunu içine alan Kürt yönetimlerinin güçlendirilmesinin kısa açıklaması: “ Türkiye topraklarında ve Irak’ın kuzeyinde yeni ve büyük İsrail’in kurulması” anlamına gelir…Bu düşünceler Tevrat’ta açıklanan Fırat ile Nil arasındaki toprakların Yahudi anavatanı sayılması düşüncesinin de canlandırılmasıdır.