-Osmanlı’nın zayıflaması ve çöküş
döneminde kadınlar Köle pazarında satılmaya başlandı. Fuhuşa özendirildi.
-Köle Pazarı Osmanlı'nın ekonomik
çöküşü beraberinde fakirlik, cahillik ve sosyal sarsıntıları getirdi.Türk
kadınlarının çalıştırıldığı ilk Genelev 1915 yılında açıldı.Fosforlu Cevriye
sözleri fahişe Türk Kadınları için kullanıldı.
-İstanbul düşman işgaline uğradığında yabancı askerlere
bedenlerini teslim eden çok sayıda Türk/Müslüman kadın vardı.
İstanbul'da Nuruosmaniye Camisi önünde köle kadın pazarı
TÜRK KADINLARINI
"FAHİŞELİĞE" ÖZENDİRDİLER! Polis karakollarında,
mahallelerde, çarşıda pazarda... hele hele lüküs otellerde onları tanımayan
olmazdı!... Adet olmuştu: "Fosforlu Cevriye" olarak şöhret
bulmuşlardı..."Ateşim var külüm yok.Dumanım var gülüm yok" diye
başlayan türküler onlar için söylenmişti...Kısacası, mahalleden mahalleye
kovulan... Mazallah köy yerinde "icrayı faaliyet'te bulunurlarsa
"şer-i şerife" göre halkın huzurunda taşlanarak öldürülen...
kendilerine türlü türlü isimler verilen... Bir kısmının "sürtük"...
genelde "orospu" olarak görüldüğü erbabına malum olanlarca
"fosforlu cevriye" idiler...Fosforlu'lara 1915 yılında serbest
çalışma izni verildi. İsteyenlere "vesikası verilerek" umumhanelere
gönderildi... "Ahlak zabıtlarının kurulması, Şişli, Haseki ve Beyoğlu'nda
"Zührevi hastalıklar hastahanelerinin açılması da aynı yıla rastlar...Hele
hele Osmanlı Devletinin tamamen parçalanma içine girdiği, 1919- 1922 mütareke
ve işgal yıllarında İstanbul'da fuhuş olayları tarihte görülmemiş
seviyeye ulaştı. İstanbul Polis mektebi müdürü Mustafa Galip Beyin verdiği
resmi bilgilere göre (1) mütareke yılarında "Fahişe" veya fosforlu
cevriye sanatını icra eden ve resmi kayıtlara geçenlerin sayıları 2125'dir.
Vesikalık çalışanlar ise 979'u bulmaktadır.Aynı mesleği zaman zaman icra
edenlerin sayıları 1000'in üzerindedir. Toparlarsak "Mütareke
yılları İstanbul’unda" 4500- 5000 civarında" geçimini “fahuşla
kazanan" kadın vardır... "Ne acıdır ki,
Paris Müdürünü kayıtlarında resmen fuhuş yapanların 774'e Müslüman 691'i
Rum... 194'ü Ermeni... 124'ü.. Yahudi... ve 171'i Rus asıllı kadınlardır...
Bunları sayıları fazla olmasa da Yunan, Avusturyalı, Roman ve İtalyanlar
izler... Filozofca bir düşünceye göre "Bir toplumda namusuz kadınların
sayıları dağ gibi kabarmışsa orada onları o yola sevk eden namussuz erkeklerin
çoğaldığını kabul etmek gerekir."(2)...Müterake yılları İstanbul'unda
"kadınlara fuhuş yaptırılan" Genelev sayısı 175'i bulmaktadır.
Çoğunluğu, Galata, Beyoğlu gibi Levantenlerin, Frenklerin bulunduğu
mahalledir. Türk ve Müslüman fahişeler, Üsküdar, Kadıköy tarafındaki
"genel ev, perişan ve otellerde "icrayı faaliyet
içindedirler....Genelev sahibi olanların 79'u Rum, 45'i Yahudi, 35'i Ermeni,
12'si Türk, 2 zenci, 1’i Mısır'ı, 1'ide Macardır..Aynı genelevlerde vesikalı
olarak çalışan kadınların milliyeti ise 386'sı Rum, 125'i Musevi, 91'e Ermeni,
64'ü Türk, 64'ü Ruslar ondan Alman, İtalyan, Roman, Bulgar, Fransız, Leh Asıllılar
izler (3)...Fahişelerin ücretleri de bellidir. "vizitesi 15 kuruştan 5
liraya kadar...15 kuruşluklar Beyoğlu, Yüksek kaldırımda bulunanlardır... Lüks
tarife vizite yapıp 5lira ve daha fazla alırlar ise Şişli'de özel evlerde
çalışır...İşgal yılları İstanbul'u... Bir yanda 331, 332, 333 yılları
vurguları ile super zengin olanlar... diğer yandan açlık, kıtlık sefalet içinde
yaşayanlar... Fahişeliğin alemi bir sanat haline gelmesini hepsinden de acısı
Türk ve Müslüman kadınların "fosforlu cevriye" adı altında bu
yola özendirilmesi olmuş olsa gerek!...Kaynaklar:1- Mufstafa Galip,
"Fahişeler Hayatı ve Reddiatı Ahlakiye, "1338, 2- Felsefesi
eğitimci Hamdi Aksoy'un görüşleri.3- C.R. Johnson, "constantinople
today... New York, 1922.
....................................................................
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder