31 Temmuz 2016 Pazar

SARKEOLOG FATİH ERHAN, ATHENA MAGARSİYA TAPINAĞI'NI BULDU MU?






-Çukurova Yüreğir Ovası güneyi deniz kıyısında ve tarihi fenar yakınındaki tepelik alanın isminin 16. yüzyıl  Kanuni dönemi Osmanlı Arşiv Tapu defterlerinde VANİR olduğunu MAGARSUS isimli antik kent isminin de "Uydurma" olduğu gündeme geldi.  
-Basında gündeme gelen tartışmalardan sonra  MAGARSUS antik kent kazı sorumlusu sayın Fatih ERHAN'ın 14 Nisan 2016 tarihinde basına yansıyan açıklandı
.....................................



MAGARSUS’TA HEYECANLI BEKLEYİŞ
IHA
10 Nisan 2016 - 13:18
·         Milliyet.com.tr

Adana’nın Karataş ilçesinde kazı çalışmalarının hızla devam ettiği Magarsus Antik Tiyatrosu, turizme çok ciddi katkılar sağlayacak ‘ören yeri’ statüsü almaya hazırlanıyor. Titizlikle sürdürülen çalışmalar tamamlandıktan sonra tarih fışkıran bölgedeki diğer alanların kazılması planlanıyor.
Tarihi M.Ö. 5 ve 4. yüzyıllara dayanan Magarsus Antik Kenti’nde Kültür ve 
Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü Adana Müze Müdürlüğü başkanlığında 2013 yılında başlayan kazılar, hız kesmeden devam ediyor. Topraklarından tarih fışkıran Karataş’taki antik Magarsus’ta sürdürülen çalışmalarda tiyatronun oturma basamaklarındaki çalışmalar neredeyse tamamlandı. Orkestra ve sahne binasındaki kazıların da tamamlanmasıyla restorasyon ve konservasyon çalışmaları gerçekleştirilecek.
Antik tiyatroda incelemelerde bulunan Adana İl Kültür ve Turizm Müdürü Sabri Tari, Adana Müze Müdürü Nedim Dervişoğlu ve Kazı Danışmanı Dr. Fatih Erhan, çalışmalar hakkında bilgiler aktardı. İl Kültür ve Turizm Müdürü Sabri Tari, çalışmalar tamamlandıktan sonra karşılama ünitesi yapılacağını ve ören yeri statüsü için gerekli başvuruları gerçekleştireceklerini açıkladı. Ören yeri statüsünün bölgenin kalkınmasıyla birlikte kültür ve turizme katkı sağlayacağını kaydeden Tari, “Deniz, kum, güneş ve kültürle birleştiği bir bölgedeyiz. Başvurumuzun kabul edileceğine inanıyoruz. Çünkü bölge, potansiyel olarak bir nevi açık hava müzesi konumunda. Şu anda lokal bir şekilde sadece antik tiyatroda çalışma yapıyoruz ancak kazı alanı genişleyecek. Valilik olarak hazırladığımız stratejik planda 2017 ve sonrasında bu bölgenin turizm hareketliğinin artmasını öngörüyoruz. Ören yeri statüsüyle birlikte belki 
Efes, Side, Manavgat kadar olmayabilir ama iç turizmde çok ciddi hareketlilik olacağına inanıyoruz” diye konuştu.

“TURİZM AÇISINDAN ÖNEMLİ BİR DURUM”

Kazı Danışmanı Dr. Fatih Erhan ise yön levhalarının yapıldığını, karşılaşma ünitesi çalışmalarının da bu yıl içerisinde tamamlanacağını vurgulayarak, “Kentte yapılan bu bilimsel çalışmaları kurumsallaştırma yönünde atılmış çok büyük bir adım. Ören yeri statüsü kazandıktan sonra turizm açısından ultra önemli bir durum. Özellikle kazı açısından önemli katkı sağlayacak. Çünkü halihazırda Magarsus kentinde şuan toprak üzerinde bile tespiti yapılmış tiyatro dışında 
Athena Magarsia Tapınağı, stadion, sarnıçlar, hamamlar, Ortaçağ kalesi ve oldukça devasa bir kent suru kalıntıları toprak yüzeyinde görülüyor” dedi.

MAGARSUS ANTİK KENTİNİN TARİHİ

Antik Magarsus’un tarihi hakkında da bilgiler aktaran Dr. Erhan, şöyle devam etti:
“İlk başta Yunanlar’ın hakimiyetinin görüldüğü kent bir dönem Pers yönetiminde kalmış. Büyük İskender 330 yılında İssos’ta Pers kralını yenerek bölgeye hakim oluyor. M.S. 2’nci yüzyılda yaşamış olan antik coğrafyacı Arianos’un aktardığına göre; Büyük İskender bölgeye geldiği zaman hemen bulunduğumuz alanın kuzeyindeki alandan akan 
Ceyhan Nehri’nin üzerine bir köprü inşa ettirip önce Magarsus kentine geldiği, antik tiyatronun 200 metre kuzeyindeki Athena Magarsia Tapınağı’nı ziyaret ettiği, sunularda bulunduğu, daha sonra kentin efsanevi kent kurucusu Anflakos’un mezarını ziyaret ettiği, sonra da buraya çok yakın olan Mallos’a geçtiği aktarılır. Şu ana kadar yapılan araştırmalara göre kentin tarihi bundan sonra Selekos Krallığı hakimiyetinde kalmış. Daha sonra da Roma denetimine girmiştir. Roma denetimi bölgede M.S. 260 yılına kadar devam etmiş, ardından Doğu Roma İmparatorluğu bölgede hakimiyete başlamış. 4 ve 7. yüzyıllar arasında Bizans hakimiyeti, 8 ve 10. yüzyılda İslami seferlerle Abbasi dönemi yaşanmış. 10. yüzyıldan itibaren tekrar Bizans hakimiyeti başlamış fakat 12, 13, 14. yüzyıllarda Memluk hakimiyeti ortaya konulmuş. Daha sonra 15. yüzyılda Osmanlı’ya bağlı Ramazanoğlu Beyliği hakimiyetini görüyoruz. Daha sonra da doğrudan Osmanlı’ya bağlanıyor ve günümüze kadar tarihsel süreci geliyor.”
.............................................................................................
                                                                            1




..............................................................................................................................................................

                           MAGARSUS ANTİK KENTİNİN İSMİ "VANİR" Mİ? 

 


                        Tarihçi Cezmi YURTSEVER, Vanir harabe şehri ile ilgili belgeyi gösteriyor. 
                                1572 Tarihli       Osmanlı Tapu Defterinde Vanir Şehri ile ilgili yazılı olanlar 

Tarihçi Yılmaz Kurt, Çukurova Tarihi ile ilgili olarak  16. yüzyıl Osmanlı dönemi Arşiv belge ve defterlerinin  çevirisi ve yayınlarını yaparak bölge tarihinin karanlıkta kalan kaynaklarının aydınlanmasına büyük katkılar sağlıyor. Adana Sancağı'nın 1525, 1547, 1572 yıllarına ait Tapu-Tahrir defterlerinin de Türk Tarih kurumu tarafından yayınlanması ve bilgilerin kamuoyu ile paylaşılması önemli bir olay. Bütün bu çalışmalarından dolayı sayın Prof.Dr.Yılmaz Kurt'a teşekkürü hak etmiştir.
    Ancak sayın Kurt, 1572 tarihli Adana Sancak Tapu Defterinin okunması esnasında o yıllarda Yüreğir'e bağlı olan mezra ve köy  isimlerinin okunmasında  "Vanir şehri" kelimesini "Vanir nehri" okumasından dolayı bilmeyerek bir yanlış okumaya imza atmış olmasına rağmen aynı belgenin dikkati okunması sonucu  bilim dünyasının MAGARSUS olarak bildiği antik şehrin isminin gerçekte VANİR olduğu gerçeğinin de ortaya çıkmasını sağlamıştır.
    Adı geçen 1572 tarihli defterde Yılmaz Kurt'un Vanir ile ilgili çevirisi:
   "Mezburlar Yüreğir Nahiyesinde Vanir nam viran nehir kurbunda Od Kalesi demekle maruf iskeleye bazı evkatte  küffar gemileri çıkub ..." (Bak. Yılmaz Kurt, 1572 Tarihli Adana Sancağı Mufassal  Defteri,Ankara-2005, s. 127)
      AYNI BELGENİN DOĞRU OKUNMASI
     Adı geçen belgenin doğru okunması sonucudur:"Mezburlar Yüreğir Nahiyesinde Vanir nam viran şehirkurbunda Od Kalesi demekle maruf iskeleye bazı evkatte  küffar gemileri çıkub ..."
    Günümüz Türkçesine çevrilmesidir. "Bahsedilenler Yüreğir Nahiyesinde Vanir ismindeki   harabe şehir  yakınında ATEŞ KALESİ (Od Kalesi) demekle bilinen iskeleye bazı zamanlarda kafir gemileri çıkıp..."
   
    Yüreğir Ovasında ve deniz kıyısında  Piri Reis'in haritalarında da bahsedilen OD KALESİ,  sahildeki tepe üzerinde ışık saçan deniz fenerinden isim almıştır. Kalenin önünde antik Kilikya'nın en işlek deniz limanı kalıntıları vardır. Od Kalesi yanındaki harabe şehrin isminin VANİR olduğu Osmanlı'nın 1572 tarihli Adana Sancak Defterine de yazılmıştır.  Osmanlı Arşivinde bulunan 1525,1530,1547 yıllarında tutular Tapu defterleri ve Vanir ile ilgili valilik yazışma belgelerinde de bilgiler vardır.
    Vaner şehri, arkeoloji ve bilim dünyasına  yanlış isim tanımlaması yapılarak MAGARSUS olarak açıklanmıştır.  Görüştüğüm arkeologlar ve yöre tarihine ilgi duyanlar da MAGARSUS ismini doğrulayan her hangi bir belgenin  bulunmadığını, konunun tartışmalı olduğu görüşlerini açıklıyorlar.
     KÜLTÜR BAKANLIĞI, ADANA VALİLİĞİ, ADANA KÜLTÜR MÜDÜRLÜĞÜ VE ARKEOLOJİ DÜNYASINA ÇAĞRIMDIR

     Batılı orientalistler ve arkeologların "tahmini" uydurma görüşlerine dayanılarak Karataş deniz sahilinde ve fener yakınında bulunan kale ve çevresindeki harabelik şehre MAGARSUS ismi verilmiş, günümüze kadar da  bu isimle tanıtımlar yapılmıştır. Son yıllarda MAGARSUS Antik KENT TİYATRO kazıları devam eder ve bu tarihi şehrin gerçekleri gün ışığına çıkarılırken kimliğine esas olan MAGARSUS isminin en kısa zamanda değiştirilmesi gerekmektedir. Bu konuda  KÜLTÜR BAKANLIĞI, ADANA VALİLİ, ARKELOJİ VE BİLİM DÜNYASININ  çalışmalar başlatarak gerçekleri bilim dünyası ile paylaşmaları gerekmektedir.   Cezmi YURTSEVER, Tarihçi ,22 Temmuz 2016,Cuma
.............................................................................................................................................................




                               Sayın Tarihçi Yılmaz Kurt'un çevirisinde  Vanir nehri çevirisi

                                                1572 tarihli Adana Sancak Defteri yayını. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder